Eski kabullerin yıkıldığı, yeni teknoloji ve çalışma biçimleri doğrultusunda tekrar şekillenen ofis iç mimarlık projeleri; çalışanları harekete ve aktiviteye teşvik eder, farklı departman gruplarının ofis içi karşılaşmalarına ve fikir alışverişinde bulunmalarına imkan tanır. Bunun yanında konsantrasyon gerektiren bireysel çalışma alanlarının yaratılmasını mümkün kılar. Bu tanımlamaları içinde barındıran güncel trendlerden birisi de “Agile Ofis” kavramıdır. Bu kavram ana hatlarıyla çalışanların esnek kullanım alanlarına sahip olduğu ve kişilerin üretkenliklerini hedef alan düzenleme ve içeriklerden oluşur. “International Workspace Group” aldı kuruluşun yayınladığı ve 15.000 kişilik bir araştırmanın sonuçları; esnek çalışma mekanlarının ofis içi üretkenliği %85 oranında arttırdığını ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda ofislerde teknoloji kullanımı; çalışanları aktiviteye teşvik eden düzenlemeler; farklı ve esnek kullanımlara imkan tanıyan mobilyalar; temiz hava üretimine katkı sağlayan peyzaj düzenlemeleri gibi ana başlıklar “Agile Ofis” kavramını oluşturan temel konseptlerdir.
Oxford Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen başka bir araştırma ise, kişilerin başkı altında olmadığı ve zihinsel olarak kendilerini rahat hissettikleri zaman daha yaratıcı ve daha doğru kararlar aldıklarını ortaya koyar. Açık ofis planlamasının gerek akustik sorunları; gerekse de görsel yoğunluk ve karmaşası dikkat dağınıklığı yaratarak olumsuz koşullar oluşturmaktadır. Yeni ve çağdaş ofis iç mimarlık tasarımlarda, çalışanların zihinlerini dinlendirebildikleri bireysel ve ortak alanlar oluşturulması son derece önemlidir. Bu sayede, zihinsel farklılaşma ve iş temposundan kısa süreli kopuşlar yaratıcı düşünceleri tetikleyip daha doğru kararlar alınmasına katkı sağlayacaktır.
Açık ofislerin yarattığı dezavantajlardan hareketle; yeni ve modern ofis iç mimarlık tasarımlarda, çalışma alanları esnek kullanıma göre bölünebilen daha küçük mekanlardan oluşmaktadır. Farklı tasarım ve düzenlemeler içeren bu mekanlar, gerek iç mekan ambiansları, gerekse de mobilyaları ile ayrışarak farklı departman çalışanlarının bir araya gelmelerine imkan tanır. Bu sayede özellikle Z kuşağının beklentilerine cevap veren çalışma alanları yaratılmış olur. İlave olarak ofislerdeki teknoloji kullanımı, bulut platformlar, wi-fi erişimi ve mobil cihazlar gibi seçenekler sayesinde ofislerdeki cafe, çok amaçlı salon, oyun odaları gibi çalışma dışı sosyal donatılar Z kuşağını için birer çalışma alanına dönüşmektedir. Bu mekanları işten kaçış olarak değil, çalışanların ofisi daha çok sahiplenmesine yarayan alternatif mekanlar olarak değerlendirmek daha doğrudur.
Burada sadece kısa bir özet olarak değinebildiğimiz modern ve çağdaş ofis iç mimarlık projelerinde OSO Mimarlık olarak profesyonel tasarım ve uygulama hizmetlerimizi 2007 senesinden itibaren sürdürmekteyiz. Amacımız, senelerin vermiş olduğu deneyimi gelecek vizyonu ile harmanlayarak daima güncel olanı yakalamak ve günümüz ihtiyaçlarına cevap veren yenilikçi ofis tasarımlarına imza atmaktır.